Merhabalar :)
Hadi bir supriz yapayim ve oturup birseyler yazayim istedim ...
Bir yili gecti blog yazmayi biraktigimdan beri.
Aslinda tekrar yazsam mi - yazmasam mi gelgitleri cok oldu ama bir turlu cesaret edemedim..
Iyide oldu aslinda....
Beni instagramdan takip edenler bilirler, (hesabim oxoxokr) bir bucuk yil once ise baslamistim. Ingilizce ogretmenligi yapiyorum pazartesiden cumaya . Daha sonra mudurumuz beni bakanliga kaydettiremeyince , ikimizde birbirimizden ayrilmak istemedigimiz icin
Hanyang universitesinde (ingilizce bolumu) uzaktan egitime basladim. Bu sayede beni kaydettirebildi ve halen ayni yerde calisiyorum ve uni. derslerimi dinliyorum. Ilk okuldan lise son sinifa kadar ogrencilerim var. Sabah kendi derslerim , ogleden aksama kadar da iste oldugum icin blog yazmaya vaktim ne yazik ki yetersiz kaliyor...
Hazir bugun vaktim de cesaretim de varken biraz karalayayim dedim :)
Belki bircogunuz biliyorsunuz ...
Bundan 6 ay once birgun , grip oldugum dusuncesiyle doktora gidince 5 haftalik hamile oldugumu ogrendim ...
Aslinda biz henuz bebek dusunmuyorduk .. Belki bir iki yil daha gecsin diyorduk...
Ama ogrendimiz andan ihtibaren butun dunyamiz degisti. Bu duygulari ifade edebilir miyim bilmiyorum, sanirim sadece tecrube etmis olanlar ne demek istedigimi anlayabilir.
Bebegin ultrasondaki bir goruntusu ya da bir tekmesi bile sevincten ciglik atmamiza sebeb oldu
yuzu soyle mi olacak, gozu boyle mi olacak, sana mi bana mi daha cok cekecek heyecani ,
simdiden bunlari dusunmek salaklik ama bebegin konusabilecegi dillerden tutunda , dini hassasiyetine , gidecegi okuldan evlenecegi kiza kadar konustuk .. (hahaha ) ...
Simdiki tek temennimiz 40 haftaya kadar sag saglim gidebilmek ve saglikla dogabilmesi ....
Biraz Kore'deki doktor kontrollerinden bahsedecek olursam ....
Ilk 3 ay boyunca her iki haftada bir doktor kontrollerimiz vardi .
Korede hastanelerden ziyade kliniklere gidiliyor ... Ve kliniklerde de sigortadan faydalanabildiginiz icin pahali olmuyor ... Ilk giris yaptiginizda size bir kart ve hamilelik defteri veriliyor . Her muayenizden sonra hemsireler bebegin ultrason goruntusunu yapistirip , annenin bilgilerini deftere yaziyorlar ... Ilk kontrolumuzde bana idrar ve kan testi yaptilar .... Her kontrolumuzde mutlaka tansiyon ve kilo kontrolu yapiliyor ...
Sukur Allah'ima 100 kilo olacagimi dusunurken 6 ayda sadece 4.5 kilo aldim ....
Kore devleti hamile bayanlara 500 bin wonluk yardim yapiyor ve icinde bu miktarin yuklu oldugu kredi karti veriyor. Muayenelerinizi bu kartla odeyebiliyorsunuz ama malesef gebeligin sonuna kadar dusunursek 500 bin won yetmiyor cunku testler epey pahali oluyor.
Bunun disinda suana kadar bebege 2li down sendromu testi yapildi. Allah'a sukur temiz cikti testlerimiz....
3. aydan sonra kontrollerimiz ayda bire dustu.. Ve 7. aydan ihtibaren tekrar 2 haftada bir kontrole gitmeye baslayacagiz ....
5. aya kadar baska bir test yapilmadi ..
5. ayin ortasindayken ayrintili ultrason kontrolumuz yapildi . Bebegin el ve ayak parmaklari sayildi, kulaklari , beyin sivisi, kalbi , teker teker hepsini kontrol etti uzman doktor.
iki hafta sonra seker taramasi yapilacak. 50 gram glikoz icecegi verdiler hastaneden. Hastaneye gitmeden 1 saat once icmemi, icmeden 2 saat once yemegi kesmemi ve ictikten sonra kesinlikle bir sey yiyip icmememi ve dis bile fircalamammi tembihlediler.
Seker taramasini yaptircagim cunku normalde de tatli sik sik yiyen biri oldugum icin sekerim yuksek olma ihtimaline karsi biraz endiseleniyorum. Ama eger seker taramasi yuksek cikarsa seker yuklemesi yapmak isterlerse artik doktorla kavga dovus yaptirmamayi planliyorum cunku verilecek seker miktari cok yuksek.
Bu arada tasindigimiz icin cok sevdigimiz bayan doktorumu birakip onun tavsiye ettigi baska bir yere transfer olduk. Yeni doktor ve klinigimiz daha profesyonel ve donanimli ama yine de aklim ve yuregim orda kaldi. Doktor hanim da bebegi cok merak ettigini soyledigi icin , dogduktan sonra bebekle beraber ziyaretine gitmeye soz verdik .
Yaklasik 3 ayimiz kaldi ... Umuyorum ki sorunsuz gececek ve saglikla kucagimiza almak nasip olacak. Turkce ismi Furkan ... Lee Furkan ... Korece ismi ise dogduktan sonra konulacak . Koreliler yildizlarina bilmem neyine bakip ona uygun isim secebilen kisilere isim koyduruyorlar ... Kayinvalidem boyle seylere cok inandigi icin onlara biraktim korece ismini ....
Bilmiyorum Turkiye'de durumlar nasil oluyor cunku daha once hic hamile kalmadim . Ama Kore'de doktorlardan tutun hemsirelere kadar mukemmel bir ilgi ve hassasiyetle yaklasiyorlar . (ya da belki bana oyleleri denk geldi) Ultrason kontrollerimizde olsun, diger gorusmelerde olsun surekli aciklama yapildi ve yemek tavsiyeleri dahi verildi bana. Hatta bayan doktorum kiyafetime kadar karismisti, soyle giyin boyle giyin rahat olur gibisinden .... Dolayisiyla her konuda icimiz cok rahat doktorlar acisindan ...
Dogum insallah normal dogum olur , temennim bu ama Allah'tan baskasi henuz bilemez ..
Ama doktorumun , ki burada genelde eger farkli bir durum yoksa normal doguma tesvik ediyorlar .. Bebek donmemezlik etmezse ya da dogum sirasinda bir sorun cikmazsa doktorum dogumun normal dogum olacagi gozuyle bakiyor .. Bebegi cok buyutmememi , en fazla 3 kilo olmasini sik sik tembih ediyor cunku kilolu olursa senin icin normal dogum zor olacak diyor.
Aslinda zaten hep instagram da bahsettigim seyleri anlattim .. Umarim sikilmadiniz ...
Bol bol dua ve desteklerinizi bekliyorum :) Hoscakalin ....
Seul.Me :)
31 Mayıs 2015 Pazar
4 Mayıs 2014 Pazar
pazar postasi :)
Uzun oldu şöyle bilgisayarı kucağıma alıp klavyeye dokunmayalı..
Bunun da bir neşe kaynağı olduğunu , yazmanın yüreğe nasıl da memnuniyet aşıladığını unutmuşum...
Bilgisayarıma yabancılaşmışım :D
Geçen hafta sonu çocukları Tosel sınavına götürdük. Gençler için ingilizce tespit sınavı .
Şu sıralar hayat sahnemi '' çocuklar'' çok fazla işgal ediyor ..
Kimini sarılıp sarmalayıp içime sokasım geliyor , o kadar seviyorum
kimisi ise laf dinlemikçe ,korece anlamadığımı sanıp kabalık edince kıçını çimdire çimdire korece olarak azarlamak istiyorum haha ...
Burası Oi-do. Çocukları sınava götürdükten sonra dersaneye bırakıp öğretmenlerle yemek yemeğe gittik.
Son zamanlarda parfum konusunda zor anlar yaşıyorum ..
Ben güzel kokuyu çok seviyorum.
Makyaj malzemesinden çok parfumum var , banyo sabunlarımı bile özellikle yoğun kokulu olanını alıyorum.
Kokuyu seviyorum ne yaparsın ...
Ama Koreliler , Avrupa'da banyo yapmadıkları için parfum kullanılmaya başlandığını düşündüğü, dolayısıyla kötü kokuyu bastırmak için kullanılan bir malzeme olduğuna inandıkları için hem parfum kullanımı çok yaygın değil hem de sizden yoğun parfum kokusu geldiğinde ekşiyen yüzlerle karşılaşmanız çok olası oluyor .
Otobüse bindiğimde önümdeki , yanımdaki ajummaların suratlarını ekşitmesi ya da hemem camı sonuna kadar açması bana çok ama çok kabaca geliyor. Elbette benim hoşlandığım kokuyu beğenmeyebilir ama ben de burun deliklerini çatlatacak kadar fazla sıkıp çıkmıyorum . Etiket olsun, görgü olsun diye iki dakika bekleyip camını açabilir ki o insan yanına gelir gelmez ondan dolayı açtığını düşünüp incinmesin diye.
Benim parfümüme yüz ekşitip anında camı açsalar dahi öğlen vakti , sıcak otobüsün içinde leş gibi soju kokan biri bindiğinde aynı tepkiyi göstermiyorlar ... Halbu ki benim midem kalkıyor o içki kokusuna ...
Kırıcı oluyor ... pis ter kokusu da değil, 10 liralık ucuz parfum kullanıyorum da değil . Zaten kırıcı tarafı benim parfümüme yüz ekşitmleri değil elbette , o tepki . Biraz ince olunsa insan ne kaybeder . Ben olsam, yanıma gelenin kokusundan hoşlanmasam elbette inene kadar dayanıp kendime eziyet edecek değilim ama en azından 2 dk bekler öyle açardım camı ki o insan incinmesin.
İnsanın kalbinde az da olsa buğz oluşuyor,bende o yüzden otobüste içki kokan birini görünce öfleyip püflüyorum. Hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman misali.
Burada okuyan Türk bir arkadaşım iş yerinde parfümüne karıştıkları için , kokusu yoğun olduğu için kullanmak istemeyip bana verdi.
Bu hafta başı , pazartesi , yanı 5 mayıs çocuk bayramı
6 mayıs Budda'nın doğum günü.
Dolayısıyla 2 gün tatil.
anne-baba günü ve öğretmenler günü de mayısta Kore'de . Ayrca baharında başlangıcı olduğu için
Mayıs için ''sevgi'' ya da ''aile '' ayı diye anıyorlar .
Bunun da bir neşe kaynağı olduğunu , yazmanın yüreğe nasıl da memnuniyet aşıladığını unutmuşum...
Bilgisayarıma yabancılaşmışım :D
Geçen hafta sonu çocukları Tosel sınavına götürdük. Gençler için ingilizce tespit sınavı .
Şu sıralar hayat sahnemi '' çocuklar'' çok fazla işgal ediyor ..
Kimini sarılıp sarmalayıp içime sokasım geliyor , o kadar seviyorum
kimisi ise laf dinlemikçe ,korece anlamadığımı sanıp kabalık edince kıçını çimdire çimdire korece olarak azarlamak istiyorum haha ...
Burası Oi-do. Çocukları sınava götürdükten sonra dersaneye bırakıp öğretmenlerle yemek yemeğe gittik.
Son zamanlarda parfum konusunda zor anlar yaşıyorum ..
Ben güzel kokuyu çok seviyorum.
Makyaj malzemesinden çok parfumum var , banyo sabunlarımı bile özellikle yoğun kokulu olanını alıyorum.
Kokuyu seviyorum ne yaparsın ...
Ama Koreliler , Avrupa'da banyo yapmadıkları için parfum kullanılmaya başlandığını düşündüğü, dolayısıyla kötü kokuyu bastırmak için kullanılan bir malzeme olduğuna inandıkları için hem parfum kullanımı çok yaygın değil hem de sizden yoğun parfum kokusu geldiğinde ekşiyen yüzlerle karşılaşmanız çok olası oluyor .
Otobüse bindiğimde önümdeki , yanımdaki ajummaların suratlarını ekşitmesi ya da hemem camı sonuna kadar açması bana çok ama çok kabaca geliyor. Elbette benim hoşlandığım kokuyu beğenmeyebilir ama ben de burun deliklerini çatlatacak kadar fazla sıkıp çıkmıyorum . Etiket olsun, görgü olsun diye iki dakika bekleyip camını açabilir ki o insan yanına gelir gelmez ondan dolayı açtığını düşünüp incinmesin diye.
Benim parfümüme yüz ekşitip anında camı açsalar dahi öğlen vakti , sıcak otobüsün içinde leş gibi soju kokan biri bindiğinde aynı tepkiyi göstermiyorlar ... Halbu ki benim midem kalkıyor o içki kokusuna ...
Kırıcı oluyor ... pis ter kokusu da değil, 10 liralık ucuz parfum kullanıyorum da değil . Zaten kırıcı tarafı benim parfümüme yüz ekşitmleri değil elbette , o tepki . Biraz ince olunsa insan ne kaybeder . Ben olsam, yanıma gelenin kokusundan hoşlanmasam elbette inene kadar dayanıp kendime eziyet edecek değilim ama en azından 2 dk bekler öyle açardım camı ki o insan incinmesin.
İnsanın kalbinde az da olsa buğz oluşuyor,bende o yüzden otobüste içki kokan birini görünce öfleyip püflüyorum. Hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman misali.
Burada okuyan Türk bir arkadaşım iş yerinde parfümüne karıştıkları için , kokusu yoğun olduğu için kullanmak istemeyip bana verdi.
Bu arada bu yemeklerin hepsini aynı gün yedik.
Festival misali bayram yaşadık :D
6 mayıs Budda'nın doğum günü.
Dolayısıyla 2 gün tatil.
anne-baba günü ve öğretmenler günü de mayısta Kore'de . Ayrca baharında başlangıcı olduğu için
Mayıs için ''sevgi'' ya da ''aile '' ayı diye anıyorlar .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)