7 Şubat 2014 Cuma

Cirkin Dori :)

Bu sabah üstümden tren geçmiş gibi kalktım . 
Çok uzun zaman sonra hayatımda ki en çılgın günü yaşadım . hehe
Aslında aman aman öyle bir çılgınlık yoktu . Sadece okuldaki öğretmenlerden biri önümüzdeki ay evleniyor ve uzağa taşınıyor , işi bırakacak diye veda partisi yaptık . 
Önce sushi yemeğe gittik . Ben bayılıyorum sushiye . 
Resim çekemedim çünkü o kadar açtım ki yemekten başka gözüm birşey görmedi. 
Ama eğer Kore'ye gelirde sushi yemek isterseniz mutlaka Sushiway adlı restoranta gidin. Zincir olduğu için bir çok yerde var . Mükemmeldi . Şimdiye kadar yediğim en lezzetli sushi idi. 


Sonrasında karoke'ye gittik ve sabaha karşı 4'dü eve girdiğimde .. 
Eve kadar bıraktılar beni. 
İlk defa Yusuf bey olmadan gece dışarı çıktım . Bir yandan da içimden diyorum ki '' ben değilde O sabah 4te gelse canına okurdun '' 
Hiç fark etmemişim ama kız kıza eğlenmek , konuşmak,konuşmak yine konuşmak ne kadar da deşarj ediciymiş.  Ayrıca bu öğretmenlerin 3'ü Amerika'da yaşamış çok uzun yıllar 2'si Kanada'da .. O yüzden gurbette yaşamamın ne demek olduğunu bildikleri için beni o kadar güzel anlıyorlar ki. Bazen anlattıkları şeyi dinlerken sanki benim duygularımı anlatıyor gibi hissettim.. 



Az önce Dori'yi traş ettirmeye götürdüm.  1 buçuk saat sürüyor traşı ve yıkanıp kurutulması . Karşıdaki kafede bekledim .  Ayrıca Dori'yi kayıt ettirip çip aldım . Çipin vucuduna iğneyle sokulanı vardı ama ileride hastalık felan kapar çipten dolayı diye onu yaptırmadım kolye olarak aldım . 

4 Şubat 2014 Salı

Kore'de çalışmak

Son günlerde o kadar çok '' Kore'de çalışmak istiyorum ne yapabilirim'' ler ile '' İngilizce öğretmek istiyorum Kore'de '' mesajları öyle çok arttı ki aslında başka bir soru hakkında klavye patlatacaktım ama önceliği buna vermek istedim. 

Daha önce bu tarz sorulara hemen ''iş vizen var mı, yoksa nasıl çalışacaksın ''  diye çıkıştığım için insanların gücüne gidiyor ,beni kendini beğenmişlikle suçluyorlardı . 

''iş vizen var mı '' diye çıkışmamın en büyük nedeni aslında Kore'nin bir kurallar ülkesi olması ve illegal iş yapmaya kimsenin yanaşmamasıydı . Türkiye gibi tanıdığın varsa her yerde herşey mümkün değil Kore'de. Türkiye'de benim çalıştığım iş yerinde kaçak çalışan yabancılar oluyordu . Burda böyle şeylere göz yummaz insanlar çünkü Kore ,en ufak bir açığında insanların seni ihbar ettiği ve karşılığında da devletin para ödediği bir millet. Ha, bu kötü bir şey mi, elbette değil. Ne güzel düzeni sağlıyor işte. 

Kore'de çalışmak istiyorum konusuna gelirsek .

Öncelikle oturarak bir şey elde eden tek varlık tavuktur . Eğer Kore'de yaşamak ve çalışmak istiyorsanız buraya geleceksiniz , burada çevre edineceksiniz ve kendinizi geliştireceksiniz.  Bilgisayar başından Türkiye'de ancak hayal etmenin dışında bir şey elde edemezsiniz ..  

Benim size verebileceğim en ele avuca sığar tavsiye Dil Öğrenin olurdu . Bunun dışında ne ben ,ne başka biri size yardım edemez bu konuda . Ancak kendiniz ''size'' yardım edebilirsiniz. 

Kore çok rekabetçi ve kendini geliştirmeye odaklı , zaman zaman milliyetçi ve sabit fikirli bir ülke.  Kore'de yaşadığınız süre zarfında , burada çalıştığınız süre zarfında ''kendi'' fikirlerinizle , kendi bildikleriniz doğrultusunda çalışabileceğinizi sanıyorsanız malesef ki çok yanılıyorsunuz . Çünkü Koreliler başkalarının fikirlerinden çok kendi bildiklerine güvenmeyi yeğlerler.  Dolayısıyla burada çalıştığınız taktirde siz herşeyi ile onlara uyum sağlamak , onların yönlendirmesi doğrultusunda çalışmak durumundasınız . Kafama göre çalışırım diye asla düşünmeyin.  Siz Kore iş hayatına ve hiyerarşiye ayak uydurmak zorunda kalacaksınız . 

Kore rekabetçi bir ülke dedim. Evet bu ülkede iş görüşmelerinde kabul edilebilmek için estetik ameliyat olanlar var . Geçen gün haberlerde izledim. Her ülkede olduğu gibi burada da iş bulamama problemi var . Bir çok yaşını almış koreli neden Türkiye'de ya da yurt dışında yaşıyor sanıyorsunuz . 15 yıldır istanbul'da yaşayan koreli bir beye ''neden Kore'ye dönmüyorsun ki artık '' dediğim de bana ''Kore'de iş bulamıyorum ki ,bulamam hem yaşımda artık ilerledi'' dedi.. (ilerledi dediği yaşı da 35) 

Kore'de okursanız yine bir nebze ... Universiteniz, profosorleriniz size iş buluyor . Çevreniz oluyor , dolayısıyla iş kapıları açılabiliyor .. Bu yüzden mutlaka ya gelin burada okuyun ya da kendinizi çok muhteşem donatın ki iş başvurusu yaptığınız da sizi geri çevirme imkanları olmasın .  

En başta , koreceyi öğrenmeniz , ingilizceyi öğrenmeniz kesinlikle şart . Daha bu ikisini dahi bilmeden bana mesaj atanlar var ,ben size ne diyebilirim ki.   

Ayrıca lütfen üniversitede şu bölüm var mı , şu şu bölüm hakkında bilgi ver, kore'de doktorluk, avukatlık yapmak istiyorum nasıl olur diye bana sormazsanız sevinirim. Ben kore'de ne doktorluk yaptım ne de burada üniverste okudum . Bu konularda hiç bir bilgim yok . 

İngilizce öğretmenliğine gelirsek . 

Ben ilk Kore'ye geldiğim aylarda başlamıştım ama o zaman dersane de değil, özel ders veriyordum . Halbuki yasak . Ben hiç bir zaman burada ingilizce öğretmenliği yaparım diye düşünmemiştim ama bu şekilde gelişti herşey . Eşimin iş yerinden bir tanıdığı çocuğunun sınıf arkadaşlarına göre ingilizcesinin çok zayıf olduğunu ,yardım edip edemeyeceğimizi , ücret de vereceğini söyleyince , bu şekilde başlamıştım .  Nikahtan 2 ay sonra ise Dersaneden teklif gelince zaten artık çalışma iznimde var diye dersane de öğretmeye başladım .. 

İlk zamanlarlar çok ağladım . Çünkü kesinlikle çok zor bir işti. Bırakmayı istedim ama bir yandan da evde oturmayı ve bunalmayı gözüm yemiyordu . Dedim ya oturarak işe yarayan tek şey tavuktur .  Bir de günlerim sanki bulaşık yıkamak ve yemek  yapmakla geçiyormuşcasına bir hiçliğe düşmüştüm. Ne yani ben artık hayatımı böyle işe yaramaz mı yaşayacağım diye sürekli kendi içimde savaşıyordum o sıralarda .. O yüzden bırakmayı gözüm yemedi çok strese girsemde ... 2 yıl boyunca sürekli çalıştım aynı dersanede.. 

Öncelikle şunu söyleyeyim. Kesinlikle bu iş hello how are you today demekle bitmiyor . Sınıfta en az 15 cocuk oluyor ve bu cocuklar ingilizce bilmiyor . Senin korece konuşman yasak . Çocuk gürültü yapıyor , şımarıklık yapıyor ''sus otur yerine '' diyorsun çocuk ''ne diyor bu ya '' diye suratına bakıp tekrar şımarıklığına geri dönüyor.  Çocuğun ismini bağırıyorsun tepesinde çocuk kafasını çeviripte sana bakmıyor bile ''Tınlamıyor işte seni'' .... Öyle ki bazı erkek çocuklar sana bakıp fuck diyor ... Bunu gidip müdüre söylüyorsun ama müdür birşey yapmıyor çünkü çocuğu gücendirirse annesi okuldan alırsa para kaybedecek . Sen de çocuğu arkadaşlarının önünde azarlayamıyorsun çünkü çocuğun gücüne gidiyor ve eve gidip annesine bire bin katıp anlatınca hemen müdür seni odaya çekiyor anneden telefon geldi diye...

Yani aslında neresinden tutupda anlatsam bilmiyorum ki , daha neler var . 2 yılın sonunda ben ayrıldım . Ama bu iki yıl içinde orası 7 tane yabancı öğretmen ve sayısız koreli öğretmen değiştirdi.  

Çocuklarla uğraşmak hiç kolay bir iş değil , hele ki iletişim problemi de varsa ortada karmaşanın , stresin tadına doyum olmaz .  Sadece orada mı , başka yerlerde de çalıştım . Ana okulunda çalıştım sadece 1 hafta . Yolun uzaklığını bahane ederek ayrıldım ama asıl neden çocukların ilgisini çekeyim diye öyle böyle sallanmak da değil ciddi ciddi dans etmemi , bağıra bağıra şarkı söylememi istiyorlardı . Palyaço gibi hissettim kendimi..  Ayrıca ana okulu çocukları oldukları için yabancı bir öğretmene güvenmiyorlar sınıfta koreli öğretmenle beraber derse sokuyorlardı ki bu benim gerilmeme yeter de artar bile ,sürekli gözü sende olan biri köşede. 

Öncelikle şunu söyleyeyim, bütün zorluklarından geçtim . Koreliler , ingilizceyi Amerkalıdan öğrenmeyi istiyorlar . İngilizi bile kabul eden yerlerin sayısı kısıtlı . İnanmıyorsanız bakın iş ilanlarına ,bütün ingilizce öğretmeni iş ilanlarında Amerikalı öğretmen diye yazar ... İngiliz ya da avusturalya aksanını çocuklar anlamıyor ya da dalga geçiyor diye istemiyor müdürler . 
Bu konuda onlara hak vermiyorda değilim. Çok para ödüyorlar dersanelere ve kadın çocuğuna ana dili ingilizce olan biri öğretsin istiyor . Haksız mı, değil bence . 

Ayrıca yeni yasaya göre artık Kore'de ana dili ingilizce olmayanlar (amerikan, ingiliz pasaportuna sahip olmayanlar) eğer ingilizce öğreteceklerse mutlaka üniversitelerin gerekli bölümlerinden mezun olmuş olmalarını şart koşuyor devlet . Mesela ingilizce öğretmenliği bölümü. Artık her elini kolunu sallayan ingilizce öğretemeyecek çünkü korelilerin yıllardır ingilizce takıntısı olmasına rağmen doğru düzgün öğenememesini ana dili ingilizce olmayıp iyi  bilmediği halde öğreten yabancılar yüzünden olduğunu düşünüyorlar. 

Peki ben ne yapıyorum ingilizce öğretmenliği okumadım . Zaten  bu yasa çıkmadan önce çalıştığım başka bir yerde devam ettiğim için şimdilik sorun yok ama buradan ayrılırsam bende bulabileceğimi sanmıyorum . 

Ha, şununda altını çizeyim. Özel ders olarak ya da mahalle arasında kıytırık bir iki odalı yerde ders verebilirsiniz ama hem geçici olur hem de kesinlike size geçinebileceğiniz parayı sağlamaz . Ayrıca iş vizesi olmadan bu şekilde çalışanlar eğer ihbar edilirse sınır dışı edilirler . 

Normalde bir dersane de çalışacağınız zaman pasaportunuzun kopyası, Kore kimlik kartınızın kopyası, diplomanızın kopyasını mutlaka alıyorlar ve gerekli yerlere bildiriyorlar . Bu yüzden turist olarak gelipte burda ingilizce öğretmenliği yapmak kesinlikle mümkün olmaz .. Ancak yukarıda dediğim gibi özel ders verebilirsiniz ama özel derste bile aileler amerikalı istiyor . Ayrıca özel dersin riskleri daha fazla birebir öğrettiğiniz için 2-3 ayda aile istiyor ki çocukları çok hızlı gelişme göstersin . Çocuk aynı yerde sayarsa dersi kesiyorlar .

Herşeyden geçtim, diyelim vizenizde var ,şuyunuz buyunuzda var .... Dersanede çalışmaya başladığınız da sizi sürekli kılabilecek şey sizin kabiliyetiniz ve kontrol gücünüzdür . Korelilerin en çok baktığı iki şeyden ilki çocukları yönetebilecek gücünüz var mı , yeri gelecek heyyyt dediğinizde susup oturtacaksınız ama yine de sizi sevmelerini dinlemelerini sağlayacaksınız . Ben ilk başlarda bunu yapamıyordum ,o yüzden çok stres yaşadım ama zamanla tecrübe kazandım . Bunu sağlayamadığınız ,pasif kaldığınız taktirde isterseniz manken kadar güzel ve alımlı olun , isterseniz kraliyet ingilizcesi konuşun yine de işinize son verirler çünkü pasif kalan öğretmeni istemiyorlar . Diğer bir şey ise telaffuzunuz .... 

Kore'de çalışmak konusunda çok yardımcı olamadığımı biliyorum ama bir yerlere gelmenin kolay olmadığı , emek ,tecrübe ve donanım gerektirdiği bu dünyada kore'nin de diğer bütün ülkelerden farklı olmadığını kavramanızı umuyorum . İnsanlar hayallerinize inanın , peşini bırakmayın ben oldum siz de olursunuz , başarmak zor değil ha gayret diye gaz vermeyi çok iyi biliyor ama hayallerinize giden yolda karşılamaşmanız ihtimal zorluklar ve hayal kırıklıklarını nasıl atlatabileceğiniz konusunda hiç bir uyarı da bulunmuyorlar . 

Sizi karamsarlığa itmek değil amacım ama bir yola kör sağır dalmaktan ve ilerledikçe incinmektense , yolun başında tüm olasılıkları düşünüp işin  ''olurunu '' bulmak ve o yönde ilerlemek en doğrusu sanırım .  

Neymiş o zaman bu yazıdan alacağımız ders ?

illaki Kore'de yaşamak istiyorum ,çalışmak istiyorum diyorsanız önce ingilizce ,sonra koreceyi bir güzel öğrenin . İmkanınız varsa burda okuyun ,tek dönem bile olsa. Bol bol çevre edinin . Türkiye'de çalışıp para biriktirin , gelin burda biraz kalın , o sırada araştırın . Bunun dışında size verebileceğim bir tavsiye malesef ki yok , şu şu kurum türk eleman arıyor diyemem ki..