Havalar biraz da olsa serinledi gibi.
Bu sabah, karar verdiğim halde bir türlü başarılı olamadığım ve sürekli tekrar tekrar başa döndüğüm şeyleri büyük bir ciddiyet ve azimle daimi etmeye karar kıldığım bir sabahtı ..
evvel zaman içinde ,kalbur saman içinde katıldığım bir sohbette çarşamba günü bir işe başlamak hayırlıdır demişti hoca hanım . Ordan aklımda kalmış ,hep aklıma gelir.
Özellikle evlilikten sonra kendi düzenimi kurmaya çabalıyorum .
Elbetteki mükemmel olmasa da vasatın üzerinde bir ev hanımı olduğumu sanıyorum ama yine de özellikle ev işlerini , çekip çevirmeyi daha düzenli, daha programlı yapmam gerektiğini düşünüyorum .
Bu yüzden kendime çiçekli ,böcüklü kokoş bir takvim hazırladım ki her gün not alayım ....
Haftaya neredeyse 2 yıldır çalıştığım dil okulunda son günüm olacak .
Bu yüzden de kendimle gurur duyuyorum, haha müdüre rest çektim biraz :D
Çocukları çok seviyorum ve çok da yakınlaştık ama Kore'de (dersane) öğretmeni iseniz malesef sadece öğrenci değil ''anne'' faktörüde o kadar çok dahil oluyor ki iş hayatınıza öğretme özgürlüğünüz dahi kısıtlanıyor ...
Müdüre hanım geçen ay bana dedi ki çocuklardan biri sokakta annesi ile gezerken yabancı biri bir soru sormuş ,annesi ingilizce bilmediği için çocuğa sen cevap ver demiş ama çocuk tek laf edememiş annesi yerin dibine girmiş. Hemen dil okuluna gelip vermiş veriştirmiş. Ben bu çocuğu 5 yıldır buraya yolluyorum tek kelime bile ingilizce öğretemediniz mi beni rezil etti demiş. Ve çocuğun kaydını almış , onunla beraber arkadaş oldukları için diğer anneler de 9 çocuğun kaydını almış .
hmm... önce bir kendi malına bakacaksın ,ondan o kapasite çıkarmı çıkmaz mı sonra gelip hesap soracaksın
Tabi, bu okun hedefi ben değildim sadece ,çünkü ben altı üstü 1 saat derslerine girip konuşma yapıyorum . Benden çok koreli öğretmenler hedef tahtası oldu orda.
Zaten koreli öğretmenler bu ayın sonunda istifa ettti. Müdür şimdi yana yakıla öğretmen arıyor bende bırakacağımı söylediğim için.
Tabi tek olay bu değil, benim asıl bırakmamı tetikleyen olay , çocuklardan birinin annesi ''workbook'' ları çok temiz niye hiç ödev yapmıyorlar mı bunlar , böyle iş mi olur demiş.... Workbook olayı ise , müdüre hanım benden sadece dersin sonunda ödev vermemi ama ödevi koreli öğretmenin kontrol edeceğini benim karışmamam gerektiğini söylemişti çünkü yanlış yaptığı yerleri açıklamak gerekirmiş , ingilizce açıklarsam çocuk anlamayacağı için..
Ben ders bitiminde ödevimi veriyorum ama ne çocuklar ödev yapmış ne koreli öğretmenler ödev kontrol etmiş. Anne böyle çıkışınca müdür de geldi bana dersin yarısından sonra workbook çözün diyor . Hmm .. şimdi ben speaking öğretmeniyim ,çocuğu konuşturmam gerek ,sen kalkmış bana workbook yaptır dersen ,hele ki bunu da bir veli yüzünden yaparsan bu iş yolunda gitmez. Sonra kalkarsın bana neden bu çocuk ingilizce konuşamıyor dersin.
Benim dersime bu kadar müdahale edilmesi hiç hoşuma gitmedi. Bu kadar 'anne ne der' korkusu taşımaları hiç hoşuma gitmedi, 'anneler baskısı ' hiç hoşuma gitmedi. Jeju'ya gitmek için izin istediğimde bana yerine bakacak birini bulur musun o hafta için dedi, kendi aramış ama yabancı öğretmenler gelirsek ancak 1 aylık geliriz ,bir hafta için gelemeyiz demişler... Bende bulamam ,benim arkadaşlarımın hepsi çalışıyor zaten dedim. O zaman başka bir yabancı bulun, bir ay çalıştırın , ikimizi karşılaştırın , kim daha çok kafanıza yatarsa onunla devam edin hocam, benim için hiç önemi yok dedim. Beklemiyordu böyle diyeceğimi henüz cevap veremedi ........
Aslında müdüre hanımı çok severim, hoş bir bayan ve bana sürekli hediyeler veriyor ... Sadece anne baskısından çok fazla korkuyor ve başkasının fikirlerine hiç ama hiç açık olmaması hoşuma gitmiyor. Mesela çocuklar daha '' How have you been !?'' sorusunun ne olduğunu bilmiyorlar , daha '' how old are you'' dediğin zaman '' Im fıne '' diyen cocuklar var ama bu cocuklara surekli bir amerikalının bile 70 yıllık hayatında belki bir defa kullandığı kelimeleri öğretiyorlar. Hoş, sadece burası değil , neredeyse bütün özel dil okullarının sorunu bu . Bundan bahsettim ama umursamıyor . Daha önce benimle beraber çalışan amerikalı bayanda bu nedenle bırakmıştı .
Ayrıca çocuklara gelirsek . Bazen o kadar zor olabiliyorlar ki. Mesela soru soruyorsun duymamazlıktan geliyor, ismini 50 kere bağırıyorsun bakmıyor , sürekli ''fuck'' diye şakalar yapıyor , arkadaşları ile ''şişman, domuz, çirkin'' diye alay ediyorlar , karışsan karışamazsın AA korece biliyor diyecekler , bir diğerine daha çok söz hakkı verdim diye ağlayıp gidip beni müdüre şikayet edenler , halbu ki ona söz hakkı verirsem 10 dk cevap vermiyor ve arkadaşları sinirleniyor , yarışma yapıyorsun , 1 ve 2 'e hediye veriyorsun , bende kazanabilirdim niye bana vermiyorsun diye gelip yanıma ağlayanlar . Bir kere koreli çocuklar kaybetmeye tahammül edemiyorlar ve koreli çocuklara gaz vermek istiyorsan rekabet ortamı oluşturacaksın . Neredeyse hepsi anne zoruyla geldikleri için ingilizceden nefret ediyorlar , böyle çocuklar senden ne kadar faydalanabilir ki? Önündeki tavşan resmine bakıp bu hangi havyan diye soran çocuklar var ya , bu çocuk 3-4 yaşında değil ki, 9 yaşında . 9 yaşındaki bir çocuk tavşanın, atın ne olduğunu bilmez mi ? (korece olarak) Bilmemek değil aslında ,kapasite ve karakter meselesi . Kapasitesi birbirinden çok farklı 15 çocuğu aynı sınıfa koyunca hem çocuk zorlanıyor hem öğretmen . Mesela söylüyorum , şu şu çocuk çok yavaş kalıyor , başka bir sınıfa alsak nasıl olur diyorum ama sınıfını değiştirmek istemiyormuş gururu kırılırmış , o zaman gelip bana bu çocuk hala neden adın ne dediğin zaman bile cevap veremiyor diye sormayacaksın .
Bir de şakalaşmaları var , çocuklar tekme tokatla şakalaşıyor yahu ... Bizim kültürümüzde yine de erkek çocuk kız çocuğuna kolay kolay vurmaz , burda hiç öyle değil. Dün mesela , oyun oynuyorduk baktım ki arka tarafta bir kız bir de erkek öğrencim birbirlerini tekmeliyor ... Şakalaşıyorlar! tekme atıyorlar ya nasıl acımıyor , sırtından tokat sesi şaaak diye geliyor.
Yine de bu çocukları Seviyorum çünkü 2 yıl geçirdik, beraber şarkılar söyledik dans ettik, hamburger pizza pişirdik... kontrol edebiliyorum bu gibi durumları artık ama benim öğretme özgürlüğüme haddinden fazla karışıldığı için artık orası için çaba harcamak benim için anlamsız geliyor.
Eşimin de hoşuna gitmediği için bırakıyorum ... Bakalım umarım ... hayırlısı olur ...
wow epey bir iç döktüm. eylülde , sadece bir dil okulunda çalışıyor olacağım . kendime de vakit ayırabileceğim inşallah .....