gidilesi yerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gidilesi yerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2013 Çarşamba

Ada içinde Ada U-do (Jeju Adası 3 )

Kore'de genelde evlerde ufak yer sofraları oluyor ..
( yerde oturmak ve yer sofrasında yemek yaygın ,çok asortik aileler hariç )
Bizde de yer sofraları var , genelde bilgisayarımı kullanırken onun üstünde kullanırım. 
Bu sabah Çalıkuşuna bakıyordum ,telefonum masanın altındaydı .Dün de zil sesini değiştirmiştim ,kulağım aşina olmamış olacak ki Nerim'anın Kamranı evde beklediği sahnede birden tel çalmaya başladı ..
Hah dedim içimden , adam gelemiyor ya cebini arayıp haber veriyor  ,bi de seviniyorum içten mors olacak kadın duyunca diye ...
Birden durakladım , o dönemde cep telimi vardı bu ses nerden geliyor ..
Meğerse çalan benim telimmiş.  
Eşim muzlar çok fazla fazla alayım mı almayayım mı diye soruyor ..
( bir salkımda 5ten fazla varsa aldırtmıyorum bozuluyor diye)

Hala fotoraflara bakınca tekrar gitmek istediğim ,resimlerin içine dalı dalı versemde ordan çıksam diye iç geçirdiğim bir yerden bahsedeyim..

Ada için de bir ada U-Do ... zaten tabelasında da böyle yazıyor. 
Jeju seyehatimiz sırasında gittiğimiz çizgi roman gibi ,ufak ama sanki dünyadan çok uzak bir yer. 




Tek olumsuz yönü o günün yağmurlu ve kapalı olmasıydı ....  
Jeju'dan gemiye binerek 10 dk da vardık .



Ada küçük olduğu için arabadan ziyade ufak skooterlar ve motorlarla ziyaretçilerin adayı gezmesine olanak sağlıyorlar . Tek kişilik ya da çift kullanabileceğiniz motorlar var . Çok eğlenceliydi. Kesinlikle arabayla gezsek o kadar eğlenceli olmazdı ... Kiralıyorsunuz bunları tabi, bedavadan vermiyorlar =p 


Motorla adayı 1 saatte gezip bitirebiliyorsunuz.. Dedim ya minik bir adacık ... 
Motordayken resim çekemedim. O yüzden etraf resmi pek yok ...



Sonra geldik bu kafenin önünde durduk ... Çok kalabalıktı kafenin içi..... Muhtemelen etraftaki tek kafe olduğu için....  Yalnız tuhaf bir menüsü vardı . Sarımsaklı dondurma felan .. Yanınmızdaki ana-kız sipariş ettiler ama cidden sarımsaklı olacağını tahmin etmediler heralde önlerine gelip tadınca ' yaw cidden sarımsak var içinde şaka maka değil' diyip duruyorlardı ...




Bu da evleri görün diye çektiğim bir resim...  Adanın merkezinde her ne kadar apartmanlar ve oteller mevcut ise de (jejunun merkezinden bahsediyorum ,u-do da otel, apartman felan yok) genelde tek katlı müstakil ve etrafı taşlarla çevrilmiş evlerde yaşıyorlar gözlemlediğim kadarıyla.... 





Şu manzaranın fevkaladeliği yüreğimi eritiyor...  
Hani , dünyanın bir çok yerinde mutteşem güzellikler var ama burasının atmosferi çok başkaydı .
Sanki hala bir yarım orda kaldı..
Belki çok güzel anılarla ayrıldığımız içindir , belki zamanımız kısıtlıydı doya doya kalamadığımız içindir ,belki de cidden insanda etki bırakan bir atmosfere sahiptir düşündüğüm gibi. 


Bunlarda adacıkta rastladığımız dalgıç bayan heykelleri... Jeju da her adım başı dalgıç kadın heykeli görmeniz çok mümkün.... Son resim alakasız , 4.ü doldurmak için koydum . 

Yalnız ikinci resimdeki heykel bayan korenin ahlak ilkelerini baya bir alt üst etmiş. Altı kapatmış, üstü açmış teyze ...  =)

Diğer Jeju yazıları için tıklayın

Jeju Seyehati 1
Dalgıç Babanneler Jeju Adası 2 

4 Ekim 2013 Cuma

Dalgıç Babanneler (Jeju Adası 2)

Duydum ki oralarda donuyormuşsunuz ... 
Biz buralarda gaaayet iyiyiz :) Serin serin püfür püfür sonbahar havasını yaşıyoruz
Kore'nin sonbaharı da bir güzel oluyor ki sormayın . yapraklar rengarenk ..
henüz dökülmeye başlamadı ama 

benim aklım da yüreğim de hala jeju'da kaldı ... 
hala o müthiş deniz kokusu burnumda sanki. 

Son gün sabah kahvaltısını 해녀 (haenyo) babannelerin dükkanında yaptık 
daha öncede bahsetmiştim Jeju'nun dalgıç babannelerinin meşhur olduğunu .
erkekler gemi ile açılırken kadınların dalgıçlık yapıp değerli midyeleri çıkarttıklarını 


Deniz , deniz ürünleri ve denize dair ne varsa hoşlanıyorsanız Jeju adası eminim hoşunuza gidecektir 
ama deniz ürünü ve deniz kokusu sevmiyorsanız bence siz Parise ,Londraya gidin  :)



Eğer Jeju'ya giderseniz mutlaka Dalgıç babannelerin dükkanında yemek yemeği es geçmeyin . 
Sabah olduğu için biz (juk) yedik. Yoksa içtik mi desem ?
Juk lapaya benzer bir çorba 





Benimki midyeli, eşiminki salyangozluydu ... O yüzden onunkinden bir kaşık dahi almadım ..
O kadar lezzetliydi ki , sonuç :



Seul'de de yedim bundan ama kesinlikle tadı çok çok farklı ...

İyi hafta Sonları :)


6 Eylül 2013 Cuma

Jeju seyehati 1

Şok şaşırdım .. Eşim hayatında hiç incir yememiş. (ti)
Pazarda bana çok içten gülümseyen yaşlı teyzeden hiç bilmediğim bir kore turşusu alıp eve dönerken eşim içinde incir aldım . Aslında incir gibi kayısı gibi meyveler çok nadir çıkıyor burda.


Geçen hafta Jeju adasına kısa bir seyehate gittik. Jeju'ya ilk gidişim değildi.  İlk gittiğimizde ben Kore'ye ve kültürüne çok fazla adapte olamamıştım bu yüzden pek bir şey anlayamadım... Jejuya özel yemekleri bile tadamamıştım ...


Jeju'ya ilk adım attığımızda o muhteşem deniz kokusu ve serin serin esen rüzgarları kalbimi feth etti. Zaten Jeju Adası rüzgarı ile meşhur ... Rüzgar , kadın ve siyah kayaları ile.


Otelin penceresinden çektiğim o muhteşem görüntü. Aslında dürüst olmak gerekirse jeju aman aman öyle fevkalade güzel bir yer diyemem , belki Türkiye'nin her hangi bir tatil bölgesinin yanında hiç  kalır . Ama hem kendine has bir atmosferi var hem de Kore gibi bir ülkede yaşıyorsanız kaçacak başka tatil beldesi olmadığı için çok fazla alternatiniz olmuyor.



Yukarda da dediğim gibi Jeju Adası güçlü rüzgarı , siyah kayaları ve kadını ile meşhur. Kadını ile meşhur olmasının sebebi bayanların güzel olması değil. Dalgıç olması . erkekler gemiyle açılırken kadınların denizin diplerine dalıp en kıymetli deniz ürünlerini toplamaları .  Daha sonra paylaşacağım resimlerde de göreceksiniz adanın bir çok yerinde dalgıç kadınları temsil eden heykeller var .

Kısa kısa yazacağım için burada kesiyorum . İyi hafta sonları

30 Ağustos 2013 Cuma

Namsan Tower

Sabahtan beri iki ilaç yutmama rağmen kurtulamadığım bir baş ağrısı ile savaş içerisindeyim.  Sanki kafamın içinde sol tarafta filler dans ediyor da her tepinmelerinde beynim zonk zok atıyormuş gibi...

Geçen hafta uzun zaman sonra arım balım peteğim Taeyoon ve annesi ile buluştuk . Namsan Tower'a gittik. O kadar kalabalıktı ki yukarı çıkış ve aşağı iniş sıralarında kurdeşen döktüm resmen ...



Kore devleti yazın sıcaklığında millet serinlesin diye her yere fıskiyeler yapmış. Nereye gitsem karşıma çıkıyor ,Namsan'da da vardı. Çocuklar çıldırıyordu etrafında . O kadar ince çıkıyordu ki su ,ilk başta duman zannettim.


Biliyorsunuz Namsan'ın espirisi oraya çıkıp hatıra-dilek olarak astığınız üzerine yazılmış anahtarlıklardır. Bunun bir hikayesi var mı ben bilmiyorum , muhtemelen vardır ama anahtarlıklar çok kazık be ya . 
Şu sarı-beyaz bizimki , Teayoon ve ben seçtik. 10 bin wondu . 




Namsan Tower'da Teddy Bear Muzesi var . Oraya da girdik. 




Dönüş yolunda şeyma da bize katıldı , beraber gezdik, yemek yedik  ve stiker photo çektirdik . 
Şeyma ile türkçe konuşmamız baya bir ilgilerini çekti ..


hadi bakalım ,iyi hafta sonları .